Kaygı bozuklukları ve anksiyete, kişinin aşırı endişe, korku veya belirsizlik duyguları yaşadığı psikolojik durumları ifade eder. Her ne kadar bu terimler sıklıkla birbirinin yerine kullanılsa da, biraz farklı anlamlara gelirler.

Anksiyete, genel olarak kaygıya işaret eden bir terimdir. Anksiyete, normal yaşamın bir parçası olabilir ve insanlar stresli veya belirsiz durumlarla karşılaştıklarında ortaya çıkabilir. Anksiyete, sınav öncesi heyecan gibi doğal tepkilerden, bir belirsizlik veya tehlike hissi yaşandığında ortaya çıkan daha yoğun bir duygusal tepkiye kadar değişebilir. Anksiyete, hayatın çeşitli alanlarında ortaya çıkabilir ve genellikle bir belirgin tetikleyiciye bağlıdır.

Öte yandan, kaygı bozuklukları, anksiyetenin normalden daha fazla ve sürekli olduğu durumları ifade eder. Kaygı bozuklukları, belirli koşullar altında aşırı endişe, korku veya panik ataklarına yol açabilir. Bu bozukluklar genellikle belirli bir tetikleyici olaya bağlı olmayabilir ve günlük yaşamı etkileyen kronik bir şekilde devam edebilir. Örneğin, genel kaygı bozukluğu, kişinin genel olarak her şey hakkında sürekli endişeli hissettiği bir durumdur; sosyal fobi, sosyal etkileşimlerle ilgili aşırı endişe ve korku duyguları içerir; panik bozukluk, beklenmedik ve tekrarlayan panik ataklarıyla karakterizedir.

Anksiyete, kaygı bozukluklarının genel bir belirtisi olarak kabul edilebilirken, kaygı bozuklukları, anksiyetenin daha yaygın ve ciddi bir formu olarak düşünülür. Hem anksiyete hem de kaygı bozuklukları, profesyonel yardım ve tedavi gerektirebilecek durumlardır. Tedavi, belirtilere, kişinin ihtiyaçlarına ve yaşam kalitesini iyileştirmeye yönelik olarak kişiselleştirilmelidir.